Kavalalı Soyu Devam Ediyor mu? Gücün, Kimliğin ve Vatandaşlığın Siyaset Bilimsel Okuması Bir siyaset bilimci olarak, iktidarın yalnızca kurumlarda değil, soy, kimlik ve miras kavramlarında da nasıl yeniden üretildiğini incelerim. Çünkü her soya ait hikâye, aslında bir iktidar anlatısıdır. Kavalalı soyu da bu bağlamda sadece tarihsel bir aile değil; modernleşme, güç, meşruiyet ve vatandaşlık kavramlarının iç içe geçtiği bir siyasal laboratuvardır. Bugün sıkça sorulan soru, hem tarihî hem siyasal bir merak taşır: Kavalalı soyu devam ediyor mu? Ancak bu sorunun cevabı sadece “var” ya da “yok” değildir; esas mesele, bu soyun hangi biçimde, hangi değerler üzerinden yaşamaya devam ettiğidir. İktidarın…
Yorum BırakYolculuk ve Keşif Yazılar
Çok Hapşırma Neden Olur? (Burunla Hayatın Tatlı Kaosu Üzerine) Bir düşün; sabah uyanıyorsun, kahveni alıyorsun, her şey yolunda… ta ki o an gelene kadar: “Hapşuu!” Bir, iki, üç—durmak bilmiyor. Çevrendekiler “çok yaşa!” dedikçe sen “ama yeter artık!” diyorsun. Evet, bugünkü konumuz basit ama derin: Çok hapşırma neden olur? Bir yandan bilimle açıklayacağız, bir yandan da itiraf edelim—hapşırmak, bazen komik, bazen dramatik bir olay. Özellikle erkekler ve kadınlar bu konuda birbirinden çok farklı davranıyor. Hadi, biraz eğlenelim, biraz da burun fizyolojisinin gizemini çözelim. Bir Burun, Bin Sebep Hapşırmak, burnun “temizlik butonuna” basması gibidir. Toz, polen, parfüm, hatta güneş ışığı bile tetikleyebilir.…
Yorum BırakYarım Ay Kama Nedir? – Kadın Beyni, Erkek Mantığı ve Evrenin Gizli Parçası Bir sabah uyanıyorsunuz, kahvenizi alıp aynaya bakıyorsunuz ve aklınıza şu geliyor: “Ben neden yarım ay kama gibiyim?” Eğer bu soruya gülüp geçmediyseniz, ya çok meraklısınız ya da fazla düşünüyorsunuz demektir. Neyse ki ikisi de blogun tam hedef kitlesi! Bugün, bu mistik, yarı gizemli, yarı komik “yarım ay kama” kavramını çözmeye çalışacağız. Tabii biraz kahkaha, biraz şaşkınlık ve bolca ‘bu tam benlik’ içeriğiyle… — Yarım Ay Kama: Evrenin En Stratejik Tasarımı mı? Erkeklere göre “yarım ay kama”, büyük ihtimalle bir alet takımı parçası, dişli kilitleme sistemi ya da…
Yorum BırakHelezon Habbe Ne Demek? Öğrenmenin Döngüsel ve Derin Anlamı Üzerine Bir eğitimci olarak her zaman şuna inanırım: öğrenme düz bir çizgi değil, bir helezon gibidir. Her dönüşte kendine biraz daha yaklaşır, aynı kavramı yeni bir derinlikle kavrarsın. İşte bu yazıda, “helezon habbe” kavramını yalnızca bir metafor olarak değil, öğrenmenin dönüşüm süreci olarak ele alacağız. “Habbe”yi bir bilgi tanesi, “helezon”u ise o bilginin katman katman içselleştirilmesi olarak düşünün. Bu iki kelimenin birleşiminde, modern pedagojinin kalbine dokunan bir anlam gizlidir. Helezonun Sembolizmi: Öğrenmenin Döngüsel Doğası Helezon biçimi, doğanın ve insan zihninin gelişim modelini yansıtır. Bir çocuğun dili öğrenmesi, bir yetişkinin anlam inşa…
Yorum BırakOsmanlı Hanedanı Arap mı? Farklı Yaklaşımları Adilce Konuşalım Kısa cevap: Osmanlı hanedanı baba soyundan Oğuz-Türk kökenlidir; imparatorluk kültürü ise Arapça, Farsça ve Türkçenin iç içe geçtiği çok dilli, çok kültürlü bir yapıydı. Tarihsel konulara farklı açılardan bakmayı seven biri olarak, “Osmanlı Hanedanı Arap mı?” sorusunu yalnızca tek bir doğruya indirgemek istemiyorum. Bu yazıda iki temel yaklaşımı yan yana koyacağım: veri ve kavram odaklı okuma ile duygusal-toplumsal etki odaklı okuma. Bu çerçeveleri herhangi bir cinsiyete atfetmeden, fikir alışverişini zenginleştirmek için kullanıyorum; çünkü tarih, kalıplarla değil delillerle ve deneyimlerle anlaşılır. Siz de okurken kendi sorularınızı ekleyin: Hangi kanıtlar ikna edici, hangi anlatılar…
Yorum BırakBir sonbahar sabahıydı. Sararmış yaprakların hışırtısı arasında yürürken, aklımda hâlâ o günkü hastane odasının sessizliği vardı. Doktorun söylediği tek bir kelime, hayatımızı baştan aşağı değiştirmişti: kırılganlık. O an, bu kelimenin yalnızca bir tıbbi terim olmadığını, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgiyi tarif ettiğini anlamıştım. İşte bugün sana bu kelimenin ne anlama geldiğini, bir hikâye aracılığıyla anlatmak istiyorum. Kırılganlık ve Ölüm Arasındaki Görünmez Bağ Kırılganlık, tıpta kişinin streslere karşı savunmasız hâle gelmesi, vücudunun ve zihninin rezervlerinin tükenmesi anlamına gelir. Ancak bu sadece bir sağlık tanımı değildir; aynı zamanda ölüm riskinin en güçlü habercilerinden biridir. Araştırmalar, kırılgan bireylerin mortalite oranlarının 2 ila 3…
Yorum BırakDil, Zihin ve Algı Üzerine Bir Yolculuk: “Gün” Birleşik mi Yazılır, Ayrı mı? Bir psikolog olarak, insanların dildeki küçük detaylara bile ne kadar duygusal ve bilişsel anlamlar yüklediğini gözlemlemek her zaman ilgimi çekmiştir. “Gün birleşik mi yazılır ayrı mı?” gibi basit görünen bir soru bile, insan zihninin düzen arayışını, anlamlandırma eğilimini ve toplumsal öğrenme süreçlerini ortaya çıkarır. Çünkü dil, yalnızca kelimelerden oluşmaz; o, zihnimizin dünyayı nasıl yapılandırdığını gösteren bir aynadır. “Gün” kelimesi, insanın zamanı algılayışının ve yaşam ritminin sembolüdür. Bu yazıda, bu basit dil sorusuna psikolojik bir mercekten bakacağız — bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Zihin…
Yorum BırakKelimelerin Toprağında Büyüyen Bir Şehir: Gümüşhane En Çok Ne Yetiştirir? Bir edebiyatçı için her şehir, bir hikâyedir. Her dağ, bir metafor; her dere, bir cümle; her insan, bir karakterdir. Kelimelerle toprağı işleyen biri olarak bilirim ki, bir kentin ne yetiştirdiği sadece buğdayla, pestille ya da cevizle ölçülmez. Bazen bir şehir, kelimeler yetiştirir; bazen sabır, bazen direniş, bazen de sessiz bir bilgelik. Gümüşhane de tam olarak böyledir: toprağında meyveler kadar anlamlar, sabırlar kadar hikâyeler büyür. Gümüşhane’nin Toprağında Anlam Yetişir “Gümüşhane en çok ne yetişir?” diye sorulduğunda çoğu kişi cevizi, pestili ya da kömeyi anımsar. Evet, bu topraklar doğurgandır; meyvelerini sabırla verir.…
Yorum BırakBitlis Merkez İlçesi Hangisidir? Tarihten Günümüze Toplumsal ve Kültürel Bir Bakış Bitlis, Doğu Anadolu Bölgesi’nin tarihsel dokusu, doğal güzellikleri ve çok katmanlı kültürel yapısıyla dikkat çeken bir kenttir. Bitlis merkez ilçesi, adını doğrudan şehirden alır ve idari açıdan ilin yönetimsel kalbini oluşturur. Ancak bu merkez yalnızca bir coğrafi konum değildir; aynı zamanda tarih boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıyan, kimliklerin, kültürlerin ve inançların kesiştiği bir alandır. Tarihsel Arka Plan: Bitlis’in Köklü Geçmişi Bitlis’in tarihi M.Ö. 2000’li yıllara kadar uzanır. Urartular, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi birçok medeniyetin egemenliği altında kalan şehir, her dönem farklı kültürel katmanlar kazanmıştır. Şehrin adının…
Yorum BırakKaotik Hangi Dil? Kaosun Dili Üzerine Derin Bir Yolculuk Her dil bir dünyadır. Bazısı düzenlidir, kurallarla çevrilidir; bazısıysa tıpkı evrenin doğası gibi düzensiz, sürprizlerle doludur. “Kaotik dil” dediğimizde aklımıza karmaşa, düzensizlik ve anlaşılmazlık gelir. Peki gerçekten öyle midir? Bu yazıda “kaotik dil” kavramını yalnızca bir terim olarak değil, insanın düşünme biçimini ve toplumsal evrimini anlamak için bir araç olarak ele alacağız. Hazırsan, kelimelerin en çılgın hâline doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Kaosun Kökeni: Düzenin İçindeki Düzensizlik “Kaos” kelimesi, Antik Yunanca’daki khaos sözcüğünden gelir ve “boşluk” ya da “biçimsiz başlangıç” anlamına gelir. Yani kaos, yokluk değil; aksine potansiyelin varlığıdır. Dil dünyasında da…
Yorum Bırak