Akrostiş Hangi Dilde? Akrostişle Kafamız Karışmasın
Bir İzmirli olarak hayatımda hiç de az olmayan bir soru vardır: Akrostiş hangi dilde? Evet, belki de sıradan bir insanın gözünde sadece bir şiir türü olarak görülebilir ama ne yazık ki, benim için akrostiş bir felsefe haline gelmiş durumda. Hani şöyle düşünsenize: Bir gün bir arkadaşım, “Beni çok seviyorsun, buna bir akrostiş yaz” diyor ve ben de ciddiyetle başlıyorum. Ama tam o sırada şu düşünce kafama giriyor: “Acaba akrostiş gerçekten sadece Türkçede mi var? Yoksa başka dillerde de kullanılıyor mu?”
O kadar karmaşık bir hale geliyorum ki, sonunda yazmayı bırakıp akrostişin tarihini araştırmaya başlıyorum. Kısacası, bu yazıyı yazarken biraz kafam karıştı, ama sonra şunu fark ettim: Akrostişi sadece bir yazı türü olarak görmek, ona biraz haksızlık etmek olur. Akrostiş aslında derin bir felsefeye sahip bir fenomen!
Akrostişin Kökenine Yolculuk
İlk başta şunu kabul edelim: Akrostiş bir edebi türdür ve kelime kökeni Latinceye dayanır. Yani, aslında kelime “akro” (yüksek) ve “stichos” (satır) kelimelerinden türetilmiştir. Bu da demek oluyor ki, akrostiş bir şiir türü olarak bir kelimenin ilk harflerinin üst üste gelerek bir anlam ifade etmesi fikrine dayanıyor. Durum böyle olunca aklımda bir soru daha belirmeye başlıyor: Peki, Türkçede akrostiş yazarken, aynı kurallar başka dillerde de geçerli mi?
Bir arkadaşım, gülerek bana dönüp şöyle demişti: “Ya, senin akrostişle ilgili bu kadar derin düşünmen garip. Ne düşünüyorsun, bir şair misin?” Tabii, ben de hemen bir cevap verdim: “Hayır, sadece bir soru sordum ve ondan sonra kendimi kaybettim. Sonuçta, akrostiş hangi dilde olursa olsun, kimseye zarar vermez.” Ama gerçekten de öyle, akrostişin sadece bir dilde sınırlı kalmaması, bazı komik düşünceleri de beraberinde getiriyor.
Akrostiş Hangi Dil Olursa Olsun, Edebiyat Bir Yük
Gelelim esas meseleye: Akrostiş hangi dilde? Akrostişin özünü dil fark etmeden kavrayabilmek, aslında her dilin kendine has kurallarının ötesine geçmek demek. Yani, bir akrostiş yazarken, sadece dilin kurallarına uymak yeterli değil. Aksine, dilin getirdiği sınırlamaların ötesine geçmek gerekiyor. Benim de her kelimenin ilk harfini düşünerek yazdığım bir şiir ya da yazı yaratma düşüncem tam olarak bu noktada devreye giriyor.
Yine de, bence Türkçede akrostiş yapmak bir başka güzel. Zaten Türkçe’de harflerin sıralaması, kafiyeleri ve anlamı çok güçlü. Hani şöyle düşünün: “Aşk, sadece bir kelime değil. Bunu bir akrostişle yazarsak, kelimenin içinde aşkı bir şekilde daha derin hissederiz, değil mi?”
Ama şunu kabul edelim ki, akrostişin bir dilde bu kadar derin anlamlar taşımayı başarması, o dilin kendine has ritmi ve melodisinden kaynaklanıyor. Türkçe bir akrostiş yazarken, harflerin anlamını hem belirleyebiliriz, hem de kelimeleri o kadar estetik bir biçimde kullanabiliriz ki, ortaya gerçekten anlamlı bir şey çıkar.
Akrostişle Eğlence Başlasın
Bir akrostişin bir insanın ruhunu bu kadar yakalayabileceğini düşündüğümde, aklıma gelen ilk şey, arkadaşlarımın bana yazdığı o akrostiş şiirleri oluyor. Genelde bir arkadaşım “Şu an seni deli gibi seviyorum, sana bir akrostiş yazacağım” dediğinde ben hemen, “Ayy, ne olacak şimdi?” diye içimden geçiririm. Çünkü akrostiş yazmak, aslında bir şekilde kişisel bir meydan okumaya dönüşür.
Örnek Akrostiş:
Aşk
Kendini düşündüğün kadar beni de düşün
Ruhumda yankı bıraktın
Olur ya, belki bir gün yine gelirsin
Sonsuza kadar…
İçimde kalacaksın.
Bakın, ne kadar da anlamlı oldu, değil mi? Ama işin eğlenceli tarafı şu: Benim gibi insanlara akrostiş yazdırmak, tam anlamıyla bir “kafaya girme” meselesidir. Arkadaşlarımın bana yazdığı akrostişlerle eğleniyorum ama ben de onları bu kadar derin bir yazı yazmaya zorlamak için baya bir düşünmek zorundayım. “Ya, şimdi ben birini üzmem mi? Akrostişi çok derin mi yapmam lazım?” diye hep içimden geçirdiğim anlar olmuştur.
Akrostiş ve Dil: Bir Yorum Meselesi
Akrostiş, bir bakıma dilin gücünü test etmenin bir yolu gibi. Türkçe, İngilizce, İspanyolca… Her dilin kendine ait bir melodisi var. Ve bu melodiyi akrostişle yakalamak, dilin güzelliklerini bir başka şekilde keşfetmek demek. Hangi dilde olursa olsun, harflerin sırasına dikkat ettiğinizde, kelimeler arasında saklı olan anlamları ortaya çıkarabilirsiniz.
Kısa Diyalog:
Ben: “Akrostişin ne kadar derin olduğunu düşünüyorsun?”
Arkadaşım: “Ya, gerçekten bilmiyorum. Bir şiir yazmaya başladım, sonra kelimelerin peşinden gitmekten kafayı yedim.”
Ben: “Aynen, ben de. Ama işin eğlenceli tarafı da bu, değil mi?”
Sonuç: Akrostiş Hangi Dil Olursa Olsun, Eğlencelidir
Sonuç olarak, akrostişin hangi dilde olduğu aslında önemli değil. Çünkü dilin gücü, yazmanın eğlencesini ve derinliğini her şekilde hissettirebilir. İster Türkçe olsun, ister başka bir dilde, akrostiş ile dilin farklı yönlerini keşfetmek gerçekten büyüleyici bir şey. Akrostişi düşünürken kafamızın karışması, aslında onun bize ne kadar derin düşünme fırsatı sunduğunu da gösteriyor. O yüzden akrostişle eğlenmeye, bir dilde bir kelimenin peşinden gitmeye devam!